AK Parti seçim hazırlıklarına başladı, partili belediye başkanlarını takibe aldı: Vaatlerin ne kadarı gerçekleşti?

Ekim 4, 2010

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan genel seçimlerin Haziran 2011’de yapılacağını söylemesinden sonra, Adalet ve Kalkınma Partisi teşkilatları seçim hazırlıklarına başladı.
İktidar olsun, muhalefet olsun yeni bir seçime hazırlanan siyasi partiler için yönetiminde oldukları belediyelerin çalışmaları çok önemli.
Çünkü…
Belediye başarılı olduğunda ve o yörede yaşayanlarca beğenildiğinde, bu durum partisi için de seçmene referans oluyor. Belediye yönetimi başarısız olduğunda ve yöresinde eleştirildiğinde de, bu durum o yörede partisine verilecek oyları da olumsuz olarak etkiliyor.
İşte…
Bu durumun bilincinde olan AK Parti Bursa İl Başkanı Sedat Yalçın, seçim hazırlıklarına belediyelerden başladı ve içinde bulunduğumuz haftayı belediyeler haftası olarak kabul etti.
Programa göre…
AK Parti İl Yönetim Kurulu’nun belediyeler konusundaki ilk buluşması bu akşam Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe ile gerçekleşecek.
Altepe’nin Büyükşehir ve bağlı şirketlerinin tüm faaliyetleri ve programlarıyla ilgili ayrıntılı bir sunum yapacağı buluşmada, önümüzdeki süreçte planlanan yatırımlar ve hizmetler de ele alınacak.
Ayrıca…
AK Parti İl Yönetim Kurulu çarşamba akşamı da Büyükşehir dahil AK Partili tüm ilçe ve belde belediye başkanlarıyla bir araya gelecek.
Merinos’ta gerçekleşmesi beklenen AK Parti İl Yönetimi-Belediye Başkanları buluşmasında hem belediyelerin programları ele alınacak, hem de 29 Mart 2009’da seçilirken halka yapılan vaatlerin neresinde oldukları izleme altına alınacak.
Toplantıda…
Yerel seçimler öncesi vatandaşa nelerin vaat edildiği, bu vaatlerin ne kadarının gerçekleştirilebildiği, yapılamayanların gerekçesi toplantıda ayrıntılarıyla görüşülecek. Vaatlerinin gerisinde kalan belediyeler için seçim dönemine kadar özel önlemler geliştirilecek.
Halkla birinci derecede hizmet ilişkisini sağladıkları için belediyelerin çalışmalarına çok önem veren AK Parti Bursa İl Başkanı Sedat Yalçın, toplantılarda ortaya çıkacak tablonun, yani AK Partili belediyelerin çalışma performanslarının internette www.akpartibursa.org.tr adresindeki web sitesinden yayınlayacaklarını söyledi.
Böylece…
AK Parti Tanıtım ve Medyadan Sorumlu İl Başkan Yardımcısı meslektaşımız Cennet Cankılıç’ın yönetiminde Bursa’nın yeni internet haber portalı haline gelen AK Parti Bursa İl Başkanlığı’nın internet sitesi şeffaf siyaset adına da yeni bir misyon üstlenip öncülük yapacak.

Onlar artık Bursa’nın ödüllü hafız ve hocaları…

Ekim 4, 2010

Aslında… Türkiye’de 1989 yılından beri kutlanıyor. Yani, 21 yıllık bir geçmişe sahip. Ama 1-7 Ekim tarihleri arasındaki Camiler ve Din Görevlileri Haftası etkinlikleri medyada pek yer bulamadığı için kamuoyunun da çok fazla haberi olmuyor.
Nitekim…
Bu yılki Camiler ve Din Görevlileri Haftası kapsamında Bursa İl Müftülüğü tarafından panel, konferans, sempozyum ve Kur’an-ı Kerim ziyafetleri düzenlendi.
Cuma günü Tayyare Kültür Merkezi’nde düzenlenen etkinlik içinde bir de “Camilerimizin dinimizdeki ve kültürümüzdeki yeri” konulu panel vardı.
Çok sayıda din görevlisi ve vatandaşın katıldığı panelin konuşmacısı Uludağ Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Çetin’di. Konuşmasını görsel sunumla da zenginleştiren Prof. Dr. Çetin’in ardından bir değerlendirme yapan Bursa İl Müftüsü Mahmut Gündüz de “Camiler hakkında bu kadar geniş bilgiyi görsel olarak ilk kez izledim ve dinledim” dedi.
Panel sonrası…
Hafta etkinlikleri kapsamında düzenlenen yarışmanın ödülleri verildi.
Buna göre…
Gemlik Küçükkumla Camii İmamı Tamer Korkmaz yarışmada Hafızlık Birinciliği ödülünü aldı. Bursa’nın en medyatik din görevlisi olan Tuna Camii İmamı Lütfi Taşçı ise Hutbe Yazma Birinciliği kazandı. Fatih Sultan Mehmet Sultan Mehmet Camii Müezzini Oktay Çakmur ise Ezanı Güzel Okuma Birincisi oldu.
Bu arada…
Pazar günü de Tuna Camii’nde öğle namazı öncesi, Türkiye birinciliği kazanmış isimlerin katılımıyla Kur’an-ı Kerim Ziyafeti vardı.
Büyük ilgi gören ve Bursa’da Hutbe Yazma Birinciliği ödülü sahibi Tuna Camii İmamı Lütfi Taşçı evsahipliğinde gerçekleştirilen Kur’an ziyafetinde 2007 yılı Din Görevlileri Arası Kur’an-ı Kerim’i Doğru ve Güzel Okuma Türkiye Birincisi olan Salih Akyüz ile, 2010 yılı Kur’an-ı Kerim ve Mealini Doğru ve Güzel Okuma Türkiye Birincisi olan Musa Coşkun konuk okuyuculardı.
Bu etkinlik…
Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu’nun hafta nedeniyle yaptığı açıklamada “Din görevlilerimiz ev ile cami arasında kalmasınlar, cami dışında sosyal hayatın içinde olsunlar. İmamlarımız toplumun manevi mimarlarıdır. Her imam mahallesinin de öncüsü olmalıdır” sözleri, pazar günü Tuna Camii’ndeki etkinlikte Lütfi Taşçı için söylenmiş gibi oldu.

CHP il başkanları toplantısının yıldızı Gürhan Akdoğan oldu, Baykal’ın umutlarını bitiren bildiriyi hazırladı

Ekim 4, 2010

Ankara’da yapılan CHP il başkanları toplantısının ardından yayınlanan ve 81 il başkanı adına “kurultaya gerek olmadığı” açıklamasını yapan bildiri her ne kadar CHP içindeki gelişmeleri ya da beklentileri doğrudan ilgilendirse de, önümüzdeki süreçte genel siyaset ve Bursa için önemli mesajlar içeriyor.
İlk aşamada…
Bildirinin genel siyaset açısından önemini, CHP Genel Merkezi’ni ve Ankara siyasetini iyi bilen bir dostumuz dört farklı noktadan yorumladı.
Bir…
“Referandumun hemen ertesinde Deniz Baykal tüzük değişikliği için kurultay toplanmasını ve Genel Sekreter’in yetkilerinin yeniden düzenlenmesini istedi. Bu bildiri, Deniz Bey’in Önder Sav’ın tasfiyesine yol açacak kurultay umutlarını tamamen bitirdi.”
İki…
“Baykal’ın yetkilerinin kısıtlanmasını ve uzun vadede tasfiyesini arzu ettiği Genel Sekreter Önder Sav, il başkanlarının bildirisiyle Baykal’a karşı kesin bir üstünlük elde etti ve bu savaşı kazandı.”
Üç…
“Bugüne kadar il başkanları adına yapılan açıklamala genelde İstanbul ve Ankara öncülük ederdi. Bu kez Bursa öncülük etti, Çanakkale ve Artvin il başkanları da yanında yer aldı.”
Dört…
“CHP’de ilk kez 81 il başkanı ortak görüş açıkladı. Oysa bugüne kadar mutlaka farklı görüşte olan ya da imza koymayan il başkanları çıkardı. Bu da çok önemli.”
••••••••••
İşte…
Bugünkü ortamda CHP Genel Merkezi’ni ilgilendiren siyaset hesapları açısından böylesine önemli olan il başkanları bildirisinin Bursa açısından da ayrı bir önemi var.
Çünkü…
81 il başkanının kurultay istemediğini açıklayan bildiriyi CHP Bursa İl Başkanı Gürhan Akdoğan hazırladı.
Cumartesi ve pazar günleri CHP’deki gelişmelere duyarlı bazı internet sitelerinin hedefinde olan Akdoğan’a, cuma akşamından pazar sabaha karşı olan süreçte yaşananları sorduk.
Söze de…
Cuma akyamı CHP Genel Sekreteri Önder Sav’ın odasında bir grup il başkanının toplanmasıyla yapılan görüşmeyi sorarak başladık.
O görüşmede…
Sav il başkanlarından kurultayın gereksiz olduğuna dair bir bildiri yayınlamalarını istedi mi?
Tüm gelişmelerin tam odağında bulunan CHP Bursa İl Başkanı Gürhan Akdoğan çarpıcı bilgiler verdi:
“Cuma akşamı, o sırada Genel Merkez’de bulunan 22 il başkanıyla Genel Sekreter Önder Sav’ın odasındaki toplantıyı ben organize ettim.”
Şöyle devam etti:
“Bu toplantıda il başkanları olarak kurultay istemediğimize dair bir bildiri yayınlayacağımızı söyledik. İl başkanları olarak biz bunu söyleyince Önder Bey önce düşündü ve ‘Hay Allah, şimdi bunu benden bilirler, benim yaptırdığımı söylerler’ dedi. Ama biz kararlı olduğumuzu söyledik.”
Bildiri olayının perde arkasını anlattı:
“O toplantıda bildiriyi benim hazırlamam istendi. Ben de sabah saat 04.00’e kadar oturup bildiriyi tek başıma hazırladım. Sabah Genel Merkez’de 1.5 saat içinde de organizasyonu gerçekleştirdik.”
Şunu vurguladı:
“Gerçi toplantı daha başlamadan bir internet sitesinde benim imza topladığım ama pek başarılı olamadığım şeklinde haber çıktı. Ama bu doğru değildi. Çünkü ben imza toplamadım.”
Şunu ekledi:
“İl başkanları toplantısında herkese 5 dakika konuşma süresi veriliyordu. Ben kalktım hem bildiriyi okudum, hem genel anlamda açıklamalar yaptım. Yani sürenin çok üstünde konuştum. 20 il başkanı arkadaş da toplantı divanına önerge verdiler.”
Bu süreç…
Yani il başkanları toplantısında yaşananlar CHP Bursa İl Başkanı Akdoğan’ın gelişmelere önderlik ettiğini gösteriyor.
Yani…
Baykal’ın kurultay umutlarını bitiren bildiriyi hazırlayan kişi olan Gürhan Akdoğan için “toplantının yıldızı” olduğunu söylemek mümkün.
Gerçi…
Kulağımıza gelenlere göre, il başkanları toplantısı sırasında Akdoğan bildiriyi okuyunca, Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’den itiraz gelmiş ve “Gündemimiz bu değil” demiş. Ama Akdoğan sert bir tavır göstererek “Hayır, gündemimiz bu” karşılığını vermiş.
Nitekim…
Başta genel başkan yardımcıları olmak üzere MYK ve Parti Meclisi üyeleri de kutlamışlar.
Böylece…
Akdoğan hem önderlik ettiği, hem kaleme aldığı bildiriyle Genel Merkez nezdinde gücünü arttıran il başkanı olarak Ankara’dan dönmüş oldu.
••••••••••
Bu arada…
Altında Bursa İl Başkanı Gürhan Akdoğan, Artvin İl Başkanı Uğur Bayraktutan, Çanakkale İl Başkanı Serdar Soydan’ın imzaları bulunan ve 81 il başkanı adına yayınlanan bildirinin önümüzdeki süreçte daha çok konuşulacağı ve bazı gelişmeleri de başlatacağı anlaşılıyor.
O nedenle…
Akdoğan’ın sabah saat 04.00’e kadar çalışıp çok titiz bir şekilde hazırladığı il başkanları bildirisini aynen yayınlamakta yarar görüyoruz:
2 Ekim 2010 tarihinde CHP Genel Merkezinde Genel Başkan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun başkanlığında toplanan CHP İl Başkanları aşağıda belirtilen konularda görüş birliğine varmışlardır:
1. 22-23 Mayıs 2010 tarihinde gerçekleşen kurultayımızdan bugüne kadar yaşanan süreçte 12 Eylül 2010 Halkoylaması dahil çok önemli gelişmeler olmuş ve başarılı çalışmalar yapılmıştır. Kısa zaman içinde Sayın Genel Başkanımız olağanüstü bir çaba ve enerji örneği sergileyerek başarıda öncülük etmiştir.
Zamana karşı yarışılarak illerimizin tamamına yakın sayısında ve diğer önemli yerleşim birimlerinde düzenli, etkili ve görkemli mitingler yapılmış, seçmenin Halkoylaması konusunda duyarlı olması sağlanmıştır.
2. İktidar partisinin kamu ve belediyeler olanaklarının yanında kendisine sağlanan yazılı ve görsel basın yayın organları desteği  propagandada sağlanan %58 evet oyunda çok etkili olmuştur.
3. CHP İl ve İlçe Örgütleri Sayın Genel Başkanımızın ve Genel Merkezimizin çalışmalarına destek olmuş, miting düzenlemeleri,12 Eylül Halkoylamasına hazırlıklar ve sandık gözetiminin ve güvencesinin sağlanması da önemli ölçüde gerçekleştirilmiştir. Kimi basın organlarında parti dışından ve üzülerek söylemek gerekir parti içinden 12 Eylül Halkoylaması çalışmalarında CHP örgütlerinin gerekli çaba ve etkinliği göstermediğini yazıp söyleyebilmek CHP örgütüne büyük haksızlıktır. Aksayan çalışmalara ayak uyduramayan bazı birimler varsa bunlar zaman içinde elbette düzenlemeye tabi tutulmalıdır. Ama çoğunluğu büyük bir özveri ile çalışan, çabalayan örgütler de örselenmemelidir.
Yukarıda belirtildiği üzere;
A) Halkoylaması sonuçları değerlendirilmiş,
B) Bu süreçte yaşanan sorunlara yönelik çözüm önerileri görüşülmüş,
C) 2011 yılında yapılacak olan genel seçimlerde bir ay içinde örgütlerin hazırlık yapması kararlaştırılmıştır.Yapılan halkoylaması sürecindeki bilgisayar teknolojilerinin il örgütlerince yararlanılma performansı değerlendirilmiş, bu teknolojik yöntemin 2011 yılında yapılacak olan genel seçimlerde daha etkin ve verimli şekilde kullanılması gerektiğine karar verilmiştir.
Örgütlerimiz, 22-23 Mayıs Kurultayında seçtiği Genel Başkanımızın, Parti Meclisimizin ve o meclis içinden oluşturulan Merkez Yönetim Kurulu’nun çalışmalarından memnundur. Milletvekili Genel Seçimine çok az bir zaman kalmışken parti içinde bir kurultay tartışmasını uygun bulmamaktadır.
Genel seçimde gerçekleşeceğine yürekten inandığımız CHP iktidarını engelleyecek davranışlarda ve arayışlarda olanlara CHP örgütü geçit vermeyecektir.
Basına ve Kamuoyuna Saygılarımızla Duyururuz.
CUMHURİYET HALK PARTİSİ  81 İL BAŞKANI ADINA
Gürhan Akdoğan-Bursa İl Başkanı
Uğur Bayraktutan-Artvin İl Başkanı
Serdar  Soydan-Çanakkale İl Başkanı

Demokrat Parti’de il başkanları bastırdı, aralık ayının ilk haftası kurultay var

Ekim 3, 2010

Siyaset geleneği en güçlü partilerden biri olan ve her zaman için harekete geçebilecek özelliklere sahip bir tabana sahip bulunan Demokrat Parti’de ilginç gelişmeler yaşanıyor.
Gelişmeler…
Birleşme kurultayı sonrası Anavatan kökenlilerin küçük manevralarla devre dışı bırakılmasının ardından lider arayışı aşamasında kendini göstermişti.
Her kurultay öncesi “abilik yapmak ve partiyi toparlamak için göreve geldiğini vurgulamasına karşın, DP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk görevi bırakmaya pek yanaşmıyor.
Nitekim…
Kasım ayında yapılması gereken kurultay öncesinde lider arayışları yeniden ön plana çıktı.
Hatta…
İstanbul Milletvekili İlhan Kesici’nin hafta içinde CHP’den istifa etmesi ve hemen sonrasında internette başlayan “İlhan Kesici DP’ye genel başkan olsun” kampanyası, uzun süredir Tansu Çiller’in siyasete dönüp yeniden genel başkan olmasını isteyen grupları da harekete geçirdi.
İnternette Tansu Çiller ve İlhan Kesici taraftarları arasında başlayan yoğun mücadele sırasında kasım kurultayının ertelenebileceği fısıltısı da bir anda teşkilatları sardı.
İşte…
Ankara’da iki gün süren il başkanları toplantısı böyle bir havada gerçekleşti.
Gelen haberlere göre…
65 il başkanının katıldığı iki günlük toplantıda kimi il başkanları “Kurultayın kasım ayında yapılması gerekiyor. Ertelenmesin, zamanında yapılsın” isteğini ortaya koydular ve hemen arkasından da Genel Merkez yönetimini zor durumda bırakan kararlarını açıkladılar:
“Eğer bu toplantıda kurultay kararı alınmazsa istifa ederiz.”
Partinin bazı üst yöneticilerinin tehdit olarak kabul ettikleri bu isteği kaç il başkanının gündeme getirdiği ve ısrar ettiği yolunda değişik rakamlar var.
Yine…
Bazı il başkanlarının “Tansu Çiller’in dönüşünden yana bir açıklama” istedikleri de kulislerde konuşuluyor.
Bu ortamda…
DP Bursa İl Başkanı Abdullah Biçen’in kurultay kararı alınmazsa istifa edeceğini söyleyen il başkanları arasında olmadığı, Biçen’in Cindoruk ve Genel Merkez’le birlikte hareket ettiği bilgisi de gelen haberler arasında.
Kulislere yansıyan haberlere göre, Cindoruk il başkanlarını yatıştırıcı bir konuşma yaparak “Kimsenin istifa etmesine gerek yok, kongre kararını elbette alacağız” dediği konuşuluyor.
Sonuçta…
DP’nin il başkanları toplantısından 4-11 Aralık tarihleri arasında kurultay yapılması yolunda Genel Merkez’e önerme kararı çıktı.
Kimlerin aday olacağı henüz belli olmamakla birlikte, ağırlıklı tahmin olarak DP kurultayının 5 Aralık 2010 Pazar günü yapılabileceği belirtiliyor.

Saadet’e el koyan Erbakan kurultay tarihini 17 Ekim açıkladı, Kurtulmuş da rotasını merkez sağa çevirdi

Ekim 3, 2010

Saadet Partisi çok ilginç bir süreçten geçiyor. Sürecin ilginçliği, Saadet’in parti içi çekişmelere ve mücadelelere alışık olmamasından kaynaklanıyor.
Nitekim…
Bugüne kadar, benimsenmese bile tek karara saygı çerçevesinde parti içi konularda tartışma yaşamayan Saadet ilk kez Numan Kurtulmuş’un kendi kararını uygulama isteği nedeniyle sıkıntı yaşadı.
O sıkıntı da…
Mahkemenin olağanüstü kurultay kararı vermesinden sonra Kurtulmuş’un partiden istifa etmesine yol açtı. Milli Görüş çizgisinden gelen, son dönemde Kurtulmuş’un izlediği siyasi yolu benimseyen Saadet kadroları da arkasından istifa etmeye başladılar.
Bu aşamada…
Milli Görüş’ün kurucusu ve efsane lideri Necmettin Erbakan’ın bu sabah Saadet Partisi Genel Merkezi’nde yaptığı toplantı dikkat çekici.
Kimi haber kanalları bu toplantıyı “Erbakan Saadet Partisi’ne el koydu” şeklinde yorumladılar.
Görüntü gerçekten de bir el koyma görüntüsü.
Nedeni ortada…
Genel Başkan partiden istifa edip ayrıldığı, partinin en üst karar organı olan Genel İdare Kurulu üyelerinin büyük bölümünün Kurtulmuş’la birlikte yeni parti kuruluşuna katılmak üzere ayrılma kararı aldığı, kiminin de istifasını açıklaması nedeniyle Genel Merkez’de yöneticinin bulunmadığı bir sabah yapılan toplantı el koyma görüntüsü veriyor.
Toplantıda Erbakan tarafından yapılan olağanüstü kurultayın 17 Ekim’de yapılacağı açıklaması da stratejik bir önem taşıyor.
Çünkü…
Yılların deneyimli siyasetçisi Erbakan, istifa eden Kurtulmuş’un ardından daha büyük çalkantı yaşanmaması ve daha fazla kadroların ayrılmaması için bir an önce kurultayın yapılmasını istiyor.
Yani…
Partiyi boşlukta ve çalkantıda bırakmak istemiyor, kurultayı hedef gösteriyor.
Böylece…
Kalması arzulanan kimi yöneticilere yeni dönem için daha ön saflarda yer açılması ve yönetim kadrolarının vaat edilmesi sağlanabilecek.
Buna karşın…
SP Genel Başkanlığı’ndan ve partiden yeni bir siyasi oluşum için istifa eden Numan Kurtulmuş’un yol haritası da ortaya çıkmaya başladı.
İstifa ettiğinde…
Kurtulmuş’in Milli Görüş tabanına sıkışıp kalan bir parti mi kuracağı, yoksa daha geniş bir alana mı açılacağı merak konusuydu.
Gelen haberlere göre…
Kurtulmuş kuracağı yeni parti için rotasını merkez sağa çevirmiş.
Bunun için de…
DP ve MHP tabanlarının küskünlerine açılmayı yeni partinin siyasi tabanı için kendine hedeflemiş.
Yine…
Gelen haberlere bakılacak olursa, yeni hedef doğrultusunda DP’nin ihraç edilen eski genel başkanı Süleyman Soylu ve MHP lideri Devlet Bahçeli ile yıldızı bir türlü barışmayan Ülkücü camianın önemli isimlerinden Ramiz Ongun’la temasa geçme kararı alınmış.
Yanı sıra…
MSP kökenli olan ve Özallı Anavatan dönemlerinde siyasetin yıldızları haline gelen Hüsnü Doğan ve Mehmet Keçeciler de Kurtulmuş’un kuracağı partinin ilgi alanında yer alan önemli isimler arasındaymış.
Gördüğümüz kadarıyla…
Bu gelişmeleri “Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları gibi Numan Kurtulmuş da Milli Görüş gömleğini çıkardı” şeklinde yorumlayanlar var.

Bu da “yeni tarz” siyaset… AK Parti Bursa’da “polemik siyaseti” yerine “sosyal siyasete” yöneldi

Ekim 3, 2010

Siyasetin işleyişi belli… Genel politikalar lider ve Genel Merkez kadroları tarafından belirleniyor ama asıl siyaset teşkilatlarda yapılıyor. Çünkü siyasi partilerin halkla buluşma noktasında teşkilatlar var.
Bu işleyiş…
Teşkilatların halkla kurabildikleri ya da kuramadıkları sağlıklı ilişkiler doğrultusunda toplumda genel yapılara duyulan sıcaklık ya da soğukluk duygularının başlangıcında etkili oluyor.
Bu nokta gerçekten çok kritik.
Nedeni de şu:
Halkla temas kurma noktasında siyasetçi açısından genel anlamda izlenen bir tek yol var. O da, günlük gelişmelere yönelik polemik siyaseti olarak yansıyor.
Nitekim…
Bugüne kadarki işleyişte polemik siyaseti her zaman öne çıktı. İktidar partilerinin temsilcileri muhalefeti, muhalefet partilerinin temsilcileri ise iktidar partilerini eleştirdiler, suçladılar.
Şu sıralar…
Alışılmış bu siyaset tarzının dışına çıkıldığını görüyoruz.
Özellikle…
AK Parti Bursa İl Başkanı Sedat Yalçın’ın üretken olma adına geliştirdiği ya da teşvik ettiği sosyal adımlar dikkat çekiyor.
Bu da…
Alışılmış polemik siyaseti yerine sosyal siyaset gibi siyaset türleri açısından yeni bir olgunun girmesini sağlıyor.
Gerçi…
AK Parti’nin sosyal siyaset uygulamasının ilk adımlarında sosyal yardımlar kendini hissettiriyor. Özellikle muhalefet partilerinin sert eleştirilerini toplayan başta kömür ve erzak olmak üzere yapılan sosyal yardımlar zaten AK Parti’nin toplumla bağlantılarını geliştirdiği uygulamalardı.
Ancak…
Yalçın önderliğindeki AK Parti Bursa teşkilatı içinde bulunduğumuz süreçte sosyal yardımların ötesine geçip sosyal organizasyonlara yöneldi.
Yani…
Yeni tarz olan sosyal siyasetin bir anlamda kalıplarını oluşturdu.
Bu kapsamda…
Geçtiğimiz hafta kredi kartı borcunu ödeyemediği için cezaevine giren üç çocuk annesi Emine Yıldırım için ilk harekete geçen AK Parti Bursa İl Başkanı Sedat Yalçın oldu.
Haberin yaygın kanallarda yayınlandığı anda televizyonlara bağlanan Yalçın, kredi kartı mağduru anne ve bir göz odada yaşayan 3 çocuğu için gerekeni yapacaklarını açıklayarak sahip çıktı.
Yine…
Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Selma Aliye Kavaf bu konuyla ilgili olarak hemen harekete geçerek sorunu gidermeye yönelik adımlar atılmasını sağladı.
Sonrasında…
Yine hafta içinde sosyal siyaset kapsamında engellilere yönelik iki önemli girişim oldu.
Önce…
AK Parti İnegöl Kadın Kolları tarafından Yenice Rehabilitasyon Merkezi’ne ziyaret yapıldı ve burada engelli çocukların sorunlarıyla ilgilenildi.
Ardından…
Aynı zamanda Sosyal İşler Başkanı ünvanı taşıyan AK Parti Bursa İl Başkan Yardımcısı Mustafa Esgin önderliğinde İl Başkanlığı’nda düzenlenen toplantıyla sosyal siyaset açısından önemli bir adım atıldı.
Toplantıda…
Engelli derneklerinin temsilcileriyle bir araya gelen Esgin, 12 Eylül’de halkın kabul ettiği anayasa değişikliğiyle engellilerin elde ettikleri pozitif kazanımları anlattı, engellilerin meslek sahibi olabilmeleri için atılacak adımları konuştu.
AK Parti bünyesinde ÖKM kısa adıyla oluşturulan Özürlüler Koordinasyon Merkezi Başkanı Dilek Yamakoğlu’nun da katıldığı bu toplantı, bir siyasi partinin engelli dernekleri temsilcileriyle birlikte proje geliştirmesi olduğu için, sosyal siyasetin en önemli halkalarından birini oluşturdu.
Siyasetin bugüne kadar ilgi alanına girmemiş sosyal konularda toplumla birlikte hareket etme anlamına gelebilecek yeni projeler üzerinde çalışmalar sürerken, bir yandan da günlük siyaset işleyişi sürüyor.
AK Parti Bursa İl Başkanı Sedat Yalçın ve yüksek tempolu çalışma hızına ayak uyduran Yürütme Kurulu üyeleri referandum sonrası hem teşkilat gezilerini, hem de evet oyu kampanyasına destek veren kuruluşlara teşekkür ziyaretlerini sürdürüyorlar.
Bu arada…
Gördüğümüz kadarıyla AK Parti Bursa yaptıklarını anlatma ve topluma duyurma noktasında da işi ciddiye alıyor.
İnternette www.akpartibursa.org.tr adresindeki AK Parti Bursa İl Başkanlığı sitesi, AK Parti’nin Bursa yereli ve Türkiye genelindeki çalışmalarını duyuran haberlerle gerçek bir internet haber portalı gibi çalışıyor.
Bu bile işin ne kadar sıkı tutulduğunu gösteriyor.
Genel seçimin hızla yaklaşmakta olduğu bir süreçte, diğer siyasi partilerin bu çalışmalara ve etkinlik anlayışına ayak uydurabilmeleri için kendi organizasyonlarını gözden geçirmelerinde yarar var.
Yoksa vakit çok geç olacak.

Kamuoyu araştırmasından çıkan ilginç sonuç… Siyasi parti il başkanları kendilerini daha iyi tanıtmak zorunda

Ekim 3, 2010

Genel kural belli… Kamuoyu araştırmaları halkın eğilimini ortaya koyar, toplumun nabzını tutar. Bazen de, kamuoyu araştırmaları ayna özelliği taşır, hakkında araştırma yapılan kişi ya da kişilerin ne durumda olduklarını gösterir.
Örneğin…
Değişik aşamalarını son bir haftadır bu sayfalarda paylaştığımız, Selçuk Köylüoğlu’nun referandumun ertesi gün başlayan ve 17 ilçede 1.200 seçmenle yapılan son kamuoyu araştırması siyaset adına durum tespiti yapmanın yanında, il başkanları için de ayna çalışması özelliği taşıyor.
Çünkü…
Araştırmaya katılan deneklere siyasi partilerin il başkanlarını tanıyıp tanımadıkları sorusu yöneltilmiş.
Çıkan sonuç çarpıcı….
Adalet ve Kalkınma Partisi Bursa İl Başkanı Sedat Yalçın’ın, yüzde 14.17 oranıyla en çok tanınan il başkanı olduğu görülüyor.
İkinci sırada…
Yüzde 7.25 oranıyla Cumhuriyet Halk Partisi Bursa İl Başkanı Gürhan Akdoğan yer alıyor.
Ardından…
Numan Kurtulmuş ile birlikte yeni siyasi parti oluşumuna katılmak üzere Saadet Partisi Bursa İl Başkanlığı görevinden istifa Hilmi Tanış yüzde 5.67 oranıyla üçüncü sırada bulunuyor.
Tabloda…
Milliyetçi Hareket Partisi Bursa İl Başkanı Arif Demirören ise yüzde 4.08’lik oranla tanınma oranı bakımından dördüncü sırada yer alıyor.
Açıkça söylemek gerekirse…
Bu oranlara bakarak il başkanlarının kendilerini tanıtma konusunda biraz daha etkin olmaları gerekiyor.
İkinci aşamada…
İl başkanlarını tanıyan seçmene, isimlerini bildiklerinin hangi partinin il başkanı olduğu sorusu yöneltilmiş.
Yani…
Bir anlamda çapraz sorgu yapılmış.
Bunun sonunda ortaya çıkan tablo ise il başkanlarının yüreklerine su serpecek türden bir sonuç sergiliyor:
Sedat Yalçın’ın tanıyıp adını bilenlerin yüzde 72.94’ünün AK Parti Bursa İl Başkanı olduğunu da bildikleri görülüyor.
Aynı şekilde…
Gürhan Akdoğan’ı tanıyıp adını bilenlerin yüzde 72.41’i CHP Bursa İl Başkanı olduğunu bildikleri anlaşılıyor.
Yanı sıra…
Arif Demirören’i tanıyıp adını bilenlere yapılan çapraz sorgudan ise, 46.94’ünün MHP Bursa İl Başkanı cevabını verdikleri ortaya çıkıyor.
Ayrıca…
Hilmi Tanış’ı tanıyıp adını bilenlerin de yüzde 45.59’unun, SP Bursa İl Başkanı olduğunu söylediklerini anket sonucu ortaya koyuyor.
İkinci tabloda dikkat çeken sonuçlardan biri de şu:
AK Parti ve CHP il başkanlarının adlarıyla partilerini bir araya getirerek bilme oranı hemen hemen aynı. Benzer bir durum MHP ve SP il başkanları için de geçerli.
Bu da…
İl başkanlarının adları sorulduğunda zayıf bir tanıma oranı ortaya koyan Bursa seçmeninin,il başkanlarının adlarıyla partileri arasında daha kolay ilişki kurabildiğini gösteriyor.

Glasgow’da skandal… Star TV canlı yayınlanıyormuş gibi röportaj yapıp Bursaspor’u ve UEFA’yı kandırmış

Ekim 2, 2010

Gördüğümüz kadarıyla… Bursaspor taraftarının, Şampiyonlar Ligi maçlarının yayıncı kuruluşu olan Star Televizyonu’na tepkisi ve kırgınlığı bitmiyor.
Haksız da değiller…
Yıllardır Şampiyonlar Ligi’ne katılan Türk takımlarının maçlarından saatler önce yayına girip yorum ve röportaj programları yayınlayan Star TV, bu yıl Bursaspor’a aynı ilgiyi göstermiyor. Maçla beraber televizyon yayını da başladığı için büyük bir heyecanla ekranın karşısına geçenler tam bir hayal kırıklığı yaşıyor.
Örneğin…
Bursa’da Valancia ile oynanan ilk Şampiyonlar Ligi maçı öncesinde Atatürk Stadyumu’nun atmosferi bile doğru dürüst ekrana yansıtılmadı. İskoçya’nın Glosgow Rangers takımıyla deplasmanda oynanan ikinci Şampiyonlar Ligi maçından sonra ise büyük bir hayal kırıklığı yaşandı.
Çünkü…
Maçın bitiminde herkes Bursaspor Teknik Direktörü Ertuğrul Sağlam ve futbolcularla yapılacak röportajları beklerken Star TV reklamlara geçti. 8-10 dakika süren reklam yayınının ardından da Glasgow’a dönmek yerine Passaparola adlı eğlenceli yarışma programı yayına girdi.
Doğal olarak…
Bu durum gecenin yarısı olsa bile Bursalılar’ın ve Bursaspor taraftarının tepkisine neden oldu. Star TV telefonlarını arayıp tepkilerini dile getirenlere “Yarışmadan sonra röportajları yayınlayacağız” cevabı verilse bile, röportaj yayını gerçekleşmedi.
Biz de…
Tepkileri, maçın oynandığı gecenin ilerleyen saatlerinde “Star TV’ye büyük tepki var… Glasgow Rangers-Bursaspor maçı bitiminde röportajları kesti, yarışma yayınladı” başlığıyla bu sayfalara taşıdık.
Hatta…
Bursaspor’un kendi sahasında Manchester United ile oynayacağı maçtan sonra futbolcuların protesto olarak Star TV’ye röportaj vermemeleri isteğine bile yazıda yer verdik.
O yazının son bölümünde ise şunları dile getirdik:
Tepkilere katılmamak elde değil…
Bursaspor oynadığı iki Şampiyonlar Ligi maçını da kaybetmiş olabilir ama bu sonuçlar Star TV’yi ilgilendirmiyor. Yayıncı kuruluşun kendi işini doğru yapması gerekiyor.
İşin bir boyutu daha var…
Maç sonu yayıncı kuruluşun istediği antrenör ve futbolcunun UEFA kuralları gereği röportaja çıkma zorunluluğu var. Aynı UEFA’nın taraftarları ekran başında bekletip aldatan yayıncı kuruluş için de yaptırımı olmalı.
Bu da Bursaspor Kulübü yönetiminin takibinde olması gereken bir konu.

••••••••••
Bütün bunların yanında…
Bursaspor’un Şampiyonlar Ligi’nde Glagow Rangers ile oynayacağı maçı izlemek üzere İskoçya’ya giden dostlardan, maç sonu ile ilgili çok çarpıcı şeyler dinledik.
Daha doğrusu…
Bursa’da Star TV’ye tepkilerin yükseldiği sıralarda, Glasgow’da yapılan garip bir işi öğrendik.
Meğer…
Star TV yayıncı kuruluş olarak, Bursaspor Basın Sorumlusu Mehmet Gerçeksi’den maç sonu röportajları için futbolcular Sercan Yıldırım ve Volkan Şen ile Teknik Direktör Ertuğrul Sağlam’ı istemiş.
UEFA kuralları gereği, Gerçeksi de iki futbolcu ile Ertuğrul Hoca’yı canlı röportaj yayınlarının yapıldığı yere getirmiş.
Fakat…
Televizyondan maçı anlatan Cem Yılmaz, röportajlar için soyunma aşağıya inmemiş.
Bu durum bekleyenlerde “Herhalde yayın sürüyor” algısına yol açmış.
Ancak…
Bekleme süresi yarım saati bulunca bu kez UEFA Sorumlusu müdahale edip röportajı yapacakların nerede olduklarını sormuş. Kimse bilememiş.
Neden sonra sunucu Cem Yılmaz bu alana hızlı bir şekilde gelip, Sercan ve Volkan’ın yanı sıra Ertuğrul Hoca ile röportajlara başlamış.
Orada bulunanlar, “Sanki canlı yayınlanıyormuş gibi röportajlar yapıldı. Biz Bursa’ya gelince o röportajların hiç yayınlanmadığını öğrendik ve çok şaşırdık” diyorlar.
Doğrusu…
İnsan ne söyleyeceğini bilemiyor. Çünkü bunun adına yayın skandalı denir.
Bursasporlu iki futbolcu ve teknik direktörü Glasgow’da soyunma odalarının bulunduğu koridorda yarım saat bekletip sonra da sanki canlı yayınlanıyormuş gibi röportaj yapan Star TV resmen Bursaspor’u kandırmış.
Bu işleri bilenler, kandırmanın nedeni için şu tahmini yaptılar:
“Şampiyonlar Ligi maçlarının yayınıyla ilgili UEFA’nın çok sıkı kuralları var ve bunlardan asla ödün vermiyorlar. Bursaspor Basın Sorumlusu Mehmet Gerçeksi yayıncı kuruluşun yaptığı talebi yerine getirmiş ve istenen futbolcuları röportaj alanında hazır bulundurmuş. Yayıncı kuruluşun nasıl kimlerle röportaj yapacağını isteme hakkı varsa, o röportajın da yapılması gerekiyor. Yapılmaması halinde bunun faturası ağır olacağı için Star TV alel acele yayınlanıyormuş gibi bir röportaj yapmış.”
Yani…
Anlaşılan o ki, Star TV yalnızca Bursaspor’u değil, UEFA’yı da kandırmış.
Bunun da faturasının ağır olacağı söyleniyor.
Gerçi…
Bursaspor Kulübü böyle bir kandırılma başvurusunu UEFA’ya yapar mı yapmaz mı bilinmez ama işin ucunda yayın sözleşmesinin iptali bile var.
••••••••••
Aslında…
Şu Şampiyonlar Ligi maçlarının Türkiye’deki yayınlarını yeniden düzenlemekte galiba yarar var.
Yıllardır bu maçları Star TV yayınlıyor. Geçmişte çok başarılı yayınlar yaptığı da bir gerçek.
Gelin görün ki…
Geçen yıldan bu yana garip bir yayın anlayışı var. Eskiden haftada iki gün, salı ve çarşamba günleri Şampiyonlar Ligi maçları ve geniş özetleri yayınlanırken, şimdi bazı haftalar hiç yayın yapılmıyor. Maçlar da şifreli olan dijital platform D Smart kanallarından yayınlanıyor.
Bildiğimiz kadarıyla Şampiyonlar Ligi maçlarının açık kanalda yayınlanması zorunluluğu var. Ama genel kanal olan Star TV başka kanallarla rekabet ettiği programları yayınlamak için futbol maçlarını ikinci plana attı.
Öyleyse…
Bunu sürdürmesinin bir anlamı da yok. Şampiyonlar Ligi maçlarını hem de hakkını vererek seve seve yayınlayacak pek çok kanal olacağını sanıyoruz.
UEFA’nın bu konuda bile bir karar alması gerekebilir.

Gerçek bir başarı öyküsü… Libya’daki Sirt-Bingazi hızlı tren haberleşme danışmanlığı Bursalı firmaya emanet

Ekim 2, 2010

Türkiye’nin son dönemine baktığımızda, özellikle de kent içi ulaşımlarda raylı sistem ağırlığının giderek arttığını görüyoruz. Raylı sisteme geçen kentler ulaşım ağlarını genişletirken, pek çok il de kent içi ulaşımını raylı sistemle yapmak için yatırıma hazırlanıyor.
Aynı durum…
Genel ulaşım için de geçerli. Ulaşım politikalarındaki değişiklikle raylı sistem yatırımlarında hissedilir artışlar var.
En önemlisi…
Türkiye son dönemde şehirlerarası raylı sistem ulaşımlarında hızlı trene yöneldi ve yatırımlar da artık bu yönde yoğunlaştı.
Bu noktada…
Yatırım konsepti nedeniyle şöyle bir sorun ortaya çıkıyor:
Gerek şehirlerarası ulaşımda, gerek belediyelerin yatırımlarıyla kent içi ulaşımda ağırlığı giderek artan raylı sistem projeleri yabancı firmaların önderliğindeki konsorsiyumlar gerçekleştiriyor. Onlar da , proje danışmanlıklarını genelde kendi tercihleri doğrultusunda yine yabancı firmalara veriyorlar.
İşte…
Bu anlayışı ya da geleneği değiştirecek önemli bir adım atıldı.
Üstelik…
İlk kez Türk firmaları tarafından yürütülen bir projede, danışmanlık hizmeti de ilk kez Türk firmalara geçti.
O proje…
Libya’da yürüyor. Sirt ve Bingazi kentleri arasındaki 550 kilometrelik hızlı tren projesinin  müşavirliğini  Türk firması olan Koltek gerçekleştiriyor.
Projenin…
Haberleşme danışmanlığını ise, henüz bir aylık geçmişe sahip Bursalı bir firma olan Özen Danışmanlık üstlendi.
Böylece…
Bursa’da kurulan bir firma, ilk kez yurt dışındaki bir raylı sistem projesinde haberleşme danışmanlığı gibi bir sorumluluk üstlendi.
Bu çok büyük başarı öyküsünü ise Özen Danışmanlık firması sahibi Levent Özen gerçekleştirdi.
Konu teknik…
Raylı sistemde haberleşme danışmanlığı uygulamasının ne anlama geldiğini de, Libya’da sorumluluk üstlenerek başarı öyküsüne imza atan Levent Özen’e sorduk.
Bu konuyu şöyle açıkladı:
“Raylı sistemlerde elektronik ve elektrik parçaların mekanik parçalarla uyumu çok önemli. Burada da sinyalizasyon, haberleşme, elektrik işleri, orta gerilim ve diğer elektro-mekanik sistemler devreye giriyor.”
Şöyle devam etti:

“Haberleşme sistemini ise kapalı devre televizyon, el telsizleri, GSM ağı, uzaktan kumanda, yolcu bilgilendirme sistemi, ücret toplama ve diğer tüm sistemlerin merkezi birimler ile haberleşmesinden oluşuyor.”
Bu konuda…
Levent Özen’in sahibi olduğu Özen Danışmanlık şirketi, alanında faaliyet gösteren firmalar arasında Bursalı tek firma. İlk işini de Libya’daki Sirt-Bingazi Hızlı Tren projesiyle alması başarı öyküsünü daha da anlamlı kılıyor.
İnanıyoruz ki…
Daha yolun çok başında olan Levent Özen bu başarı öykülerine kısa süre içinde yurt içinden ve dışından yenilerini ekleyecek.

Yazıcı’nın başına gelen “çok vahim” bir hata

Ekim 1, 2010

Haberi öğle saatlerinde internet haber sitelerinde gördüğümüzde çok şaşırdık. Sonra da haber kanalları altyazılarla televizyon izleyicilerine duyurmaya başladılar.
Uludağ Üniversitesi’nde geçen dönem yapılan bazı ihalelerle ilgili olarak Cumhuriyet Savcılığı tarafından başlatılan soruşturma için operasyon yapılmış ve 10 kişi gözaltına alınmıştı.
İlk haberlerde…
Gözaltına alınan 10 kişi arasında yalnızca Bursaspor Kulübü Başkanı İbrahim Yazıcı’nın adı yer alıyordu.
Yani…
Haberin basına sızması noktasında yalnızca Yazıcı’nın adı telaffuz edilmişti.
Gözaltına alınma nedeni ise ihaleye fesat karıştırmak olarak belirtiliyordu.
Yani…
Yazıcı’nın, üniversitede yapılan bir ya da birden fazla ihalenin sonucu etkileyen girişimleri olduğu kaydediliyordu.
Haberler ilk yayınlandığında telefonda bir dostumuzla konuşuyorduk. Şaşkınlık yaşamakla birlikte “İbrahim Yazıcı böyle işlere ne girer ne de aracılık eder, tarzı bu değil” dedik.
Bunu da…
Çok uzun yıllardır Yazıcı’yı tanıdığımız ve hem siyasetçi, hem de spor yöneticisi olarak izlediğimiz için rahatlıkla söyledik.
Çünkü…
Kulüp yönetim tarzı eleştirilse bile, Yazıcı’ya yönelik iddia birey vicdanı olarak bize inandırıcı gelmedi.
Gözaltına başka kimlerin alındığı ise ilk anda öğrenilemedi.
Daha sonra…
Eski Bursa Milletvekili Mehmet Gedik’in adı da internet sitelerindeki haberlerde gözaltına alınanlar arasında geçmeye başladı. Onun gözaltı alınma nedeni de Yazıcı ile aynıydı.
Dikkat çeken…
Bursa’nın yakından tanıdığı isimler olan Bursaspor Başkanı İbrahim Yazıcı ile eski milletvekili Mehmet Gedik dışında gözaltına alınanlardan kimsenin adlarının sızmamasıydı.
Gerçekten de…
Bir ihalenin aracıları oldukları iddia edilenlerin adlarının sızıp, işi yapanların adlarının sızmaması çok ilginç.
Haberlerden takip ettiğimiz kadarıyla, Yazıcı’nın avukatının “isim benzerliğinin yol açtığı yanlışlıkla gözaltına alındığına” dair açıklamaları yayınlandı.
Fakat…
Aynı haberin içinde Emniyet kaynakları denilerek “Yanlışlık yok, ifadesi alınıyor, Adliye’ye sevk edilecek” bilgisine de yer veriliyordu.
Ortadaki bu garip durum, İbrahim Yazıcı’nın serbest bırakılmasıyla çözüldü. Gerçekten de yanlışlık olmuş.
Ama…
Yazıcı’nın başına gelen bu yanlışlığın çok vahim olduğunu vurgulamak gerekiyor.
Herkesin bildiği bir kişinin yanlışlıkla gözaltına alınması bu kadar basit olmamalı. O kişinin hem kendi psikolojisinin ne hale geldiğini, hem de Bursaspor Kulübü Başkanı olarak kamuoyu önünde imajının ne duruma düştüğü durumu anlatmaya çalışmak bile yersiz.
Bursa ve televizyonlar sayesinde tüm Türkiye gün boyu Bursaspor Başkanı’nın ihale yolsuzluğu soruşturması için gözaltına alındığını konuştu. Bu olaydan Bursaspor bile etkilendi.
Açıkça söylemek gerekirse…
Bursa Emniyeti bugüne kadar hiç böyle yanlışlık yapmamıştı. Çok eski yıllarda polis-adliye muhabirliği yapmış bir gazeteci olarak bu çok vahim hataya hem şaşırdık, hem üzüldük.
Dahası…
Durup dururken bir insanın başına neler gelebileceği noktasında da kaygılandık.
Keşke böyle bir vahim hata hiç yaşanmasaydı.